"LÖPORTAJ."
Yer : GSL bahçesi. Muhabir
GSL li bir Delikanlı ile pilav da sohbet ediyor.
Muhabir: Efendim, yine geleneksel bir pilav
günündeyiz bize biraz GSL geleneklerinden bahsedebilir misiniz?
Delikanlı : Pilav bizim en önemli
geleneklerimizden bir tanesidir. Malum Biz 500 yıllık bir camiayız. Galatasaraylılar olarak
geleneklerimize çok düşkünüz. Hatta bu yüzden bilir misiniz bilmem, bizim
sene de 2 “pilav”ımız vardır. Yaz pilavı, kış pilavı. Şimdi bir pilav daha
ihdas etmeyi planlıyoruz. .
Muhabir : Nasıl yani?
Delikanlı : Şöyle yani. Sene sonunda yaz
pilavı, sene başında da kış pilavı bir de ortaya kuş pilavı yapalım istiyoruz
şubat ayında. Kolestrolü olan abilerimiz var onlar için beyaz etli bir kuş
pilavı diyoruz. Daha sonra da her ay bir pilav yapalım istiyoruz. Yaz pilavı,
kış pilavı, ortada kuş pilavı ocak ayında taş pilavı, sonraki ay pilav üstü
yarım baş pilavı yanında paça çorbası.
Muhabir : Nohutlu pilav da düşünür
müydünüz? Ben çok severim de.
Delikanlı : Tabi neden olmasın. Biz 500 yıllık
bir camiayız!
Muhabir : Efendim bir de Kuzey Kıbrıs Türk
cumhuriyeti ve dış temsilciliklerinizde düzenlenen pilavlar olduğunu
duyuyoruz. Hatta en son Paris de yapılan pilavla ilgili bir takım dedikodular
var.
Delikanlı : Aman efendim hepsi GS ı çekemeyen
düşmanımız olan dış mihraklar ve onların yerli işbirlikçileri tarafından
uydurulmuş saçmalıklar, inanmayınız.
Muhabir : İşte bir striptizciye kucak dansı
felan yaptırılmış.
Delikanlı: Evet ben de bu kucak dansı iddiasına
gelecektim. Biz doğaya olan saygı ve sevgimiz hasebiyle orantısız
zekamız ve aynı derecede orantısız bir masumiyetle, içinde bulunulan mevsime
atfen karpuz ve kavuna bir gönderme yaptık.
Muhabir: Nasıl yani?
Delikanlı: Yani bu yüksek sanatsal
performansı gerçekleştiren hanıma dikkat ederseniz alt takımlar karpuz ve üst
takımlar kavun yönünden maşallah manav tezgahı.
Muhabir : Eee?
Delikanlı : Şimdi karpuzu kesince ne
görürsünüz? Kırmızı değil mi? Peki kavunu kesince? Sarı. Sarı kırmızı size bir
şey söylüyor mu? Unutmayın biz 500 yıllık bir camiayız.
Muhabir : Tamaam anladım. Sarı Kırmızı…
Bravo iyi düşünülmüş te… Kucak dansı niye.
Delikanlı : Efendim, anlamiyacak ne var o da
bütün sarı kırmızı camiayı kucaklıyoruz demek. Biz 500 yıllık bir camiayız. Ayrıca bunlar olaya nasıl baktığınıza
bağlı. Biz 500 yıllık bir camiayız. Mesela bizim okulda sinema
sanatına verdiğimiz öneme binaen yaptığımız bir çalışma
vardır. Federico Fellini yi bildiniz mi ? Hah onun meşhur bir
Amarcord filmi vardır. Hani yere para atar da hatunlar diz kırmadan yerden bu
paraları toplar.?
Muhabir :Evet?
Delikanlı : Bu da bizim her seneki
geleneklerimizden olup Federico Fellini bu sanatsal hadiseyi bizden
apartmıştır. Biz biliyorsunuz 500 yıllık bir camiayız. Biz de ilk başlarda para
ile yapıyorduk ama bazı bayan arkadaşlar aldıkları paraları geri vermeyi
unuttuğundan(!), biz bunu yere tahta silgisi atarak yapıyoruz. Çok
geleneksel sanat performanslarımızdan biridir bu. Tahta
silgisini yere atmak suretiyle bayan arkadaşlardan diz kırmadan silgiyi
almalarını bekleriz. Ki hepsi zerafetlerini bu çalışmaya borçludurlar.
Şimdi de ayrıca kız ve erkekler arasında
yeni bir sanatsal performans üzerinde Acun’la çalışıyoruz. Eserin adı “Survivor
Abuse-at-teen”. Hatta bu konuda idare ve hocalarımızdan da destek
alıyoruz. Okulda kendi aramızda sürdürdüğümüz ferdi ve zaman zaman idare
memurlar ve hademeler işbirliğiyle yaptığımız çalışmalar neticelenince hep
beraber ver elini Bolivya Survivor adası!
Muhabir : Peki peki anladık tamam, bunları geçelim, eski mezunlar için de bazı aktiviteleriniz
oluyor mu?
Delikanlı: İyi hatırlattınız buna
benzer mesela mezunlarımıza yönelik de performanslarımız var. Bizim bir
lokalimiz var biliyorsunuz. İstiyoruz ki mezun kız arkadaşımız ba(ğ)yanlar okul
döneminde alıştıkları geleneksel aktivitelerden mahrum kalmasınlar, bu
nostaljiyi yaşasınlar. Bu kız arkadaşlarımız lokale geldiklerinde o akşam en
çok alkol almış olan arkadaşı daha kibar ve daha yumoş olur diyerek hanım
arkadaşlara masajla görevlendiriyoruz. İş ve aile hayatının getirdiği günlük
stresle gerilip kalmış olan ba(ğ)yan arkadaşların omuzlarından başlayıp bir
masaj bir masaj, sonra lokalimizin 500 yıllık geleneksel hizmetlerinden olan GS
hamamı, sauna ve kese/köpük yapıp eve mest olmuş bir şekilde gönderiyoruz.
Bir de beraber yürüyüp aynı yağmurda, aynı
şeyi beraber şeytme geleneğimiz var ki onu da size şöyle izah edeyim…
(Röportaja kulak misafiri olan başka bir
delikanlı atılır.)
Başka bir delikanlı : Oğlum manyak mısın kes şunu, eşeğin
distribütörüne su kaçırma. Böyle terbiyesiz kelimeler söyleme abilerimiz çok
kızıyor. Terbiyesiz! Akşama sıra dayağı mı istiyorsun yoksa senin için de mi
yere tahta silgisi atsınlar?
Delikanlı : Öhhöö şey evet haklısın,
neyse bu hep beraber aynı şeyi şeytme meselesini şimdilik geçelim daha geniş
bir zamanda şeyteriz.
Muhabir : Pekiii, bu gelenekler
esnasında özel bir jargon var mı? Bir ifade şekli?
Delikanlı : Olmaz mı efendim. Biz 500 yıllık
bir camiayız.
Muhabir : Nedir ne yaparsınız?
Delikanlı : Efendim 500 yıllık bir camia
olduğumuzu söylemiş miydim? Biz aramızda birbirimize “i…e” deriz efendim.
Cümle içinde kullanırsak “Naber lan i…e!” şeklinde. Bu tam gelenek değil
ama geleneğin jargonudur.
Muhabir : Enteresanmış. Peki kızlara ne
diyorsunuz? Malum şimdi kızlar da var aranızda.
Delikanlı : Efendim doğrudan O…… !
diyoruz. Bakın deneyelim isterseniz.
(Yakından geçen bir kıza
seslenir.) Nereye böyle kız o…… !
Genç Kız : O….. senin anana derler,
gerizekalı i…. !
Delikanlı : Tabi biraz tepkililer ama onlar
henüz 50 senelikler, bizim kıvamımıza gelmeleri için bir 450 sene daha lazım.
Zamanla olacak tek ihtiyacımız zaman. Malum biz 500 yıllık bir
camiayız. Ama gene de gördünüz geleneğin erkek tarafı devam ediyor.
Muhabir : (Kameramana dönüp, “oğlum
burayı keselim!) Peki, acaba hani amerikan filmlerinde görürüz, bir geleneği
olan takımlar, hani şöyle “bro” yumruğu yapıp, tokuşturur sonra ellerini
şaplatıp dirsekleri tokuşturup el sıkışırlar, böyle bir hareketiniz var mı size
özel geleneksel.
Delikanlı : Evet var efendim. Biz 500 yıllık
bir camiayız. Sağ kolumuzu 50 derece aşağıya doğru kırarız. Sonra da avcumuzu
hafiçe çukurlaştırırız. Bu bizim elimizin ne kadar açık, cömert ve ne kadar
verici olduğumuza bir vurgudur. Dirsek açısı çok önemli muhakkak 50 derece
olması gerekir. Neden? Çünkü 500 yıllık geçmişimize vurgu yapacağız.
Diyeceksiniz ki, bir sıfır eksik. Ben de onu anlatacağım. Biz asla ferdi
oynamayız onu da çukur yaptığımız elimizi vurguya istinaden bir arkadaşımızın
poposuna vurarak oradan 0 ı alır 500 yıllık geçmişe vurgu
yaparız. Bunun bir de zımbalısı vardır, oyun şeklinde antreman niyetine.
Muhabir : ? (Kameramana dönerek fısıltıyla :
Bildiğimiz “pandik” lan bu, bunu da kes.) Peki beyefendi,bu birbirinize hitap
şeklinin daha modern, daha gelişmiş, daha ileri bir şekli yok mu acaba? 500
yıllık gelenekten bu mu süzülmüş gelmiş?
Delikanlı : Olmaz mı var tabii? Biz 500 yıllık bir camiayız.
Muhabir : Oh be çok şükür buyrun sizi dinliyoruz.
Delikanlı : “G….veren i...e!”
Muhabir : !!?? (Kameraman a döner “tamam kesiyoruz, pandiğin daha
gelişmiş şeklini kesinlikle sormuyoruz!) (Delikanlı ya döner.) Peki efendim
başka bir olay varmış ona yetişeceğiz. Hadi byeee.. Size hayatta başarılar
diliyoruz.
Koşarak mekandan çıkarlar.
Delikanlı : Arkalarından seslenir : “Durun daha uygulamalı olarak
gösterecektim! Nereye gidiyorsunuz? 500 yıllık bir camia olduğumuzu söylemiş
miydim?!"
===
Lütfen Yorum Yapmayı Unutmayınız!
SSS
Lenger