8 Ocak 2020 Çarşamba

GALATASARAY PİLAVI


"LÖPORTAJ."

Yer : GSL bahçesi.  Muhabir GSL li bir Delikanlı ile pilav da sohbet ediyor. 

Muhabir: Efendim, yine geleneksel bir pilav günündeyiz bize biraz GSL geleneklerinden bahsedebilir misiniz?

 Delikanlı : Pilav bizim en önemli geleneklerimizden bir tanesidir. Malum Biz 500 yıllık bir camiayız. Galatasaraylılar olarak  geleneklerimize çok düşkünüz. Hatta bu yüzden bilir misiniz bilmem, bizim sene de 2 “pilav”ımız vardır. Yaz pilavı, kış pilavı. Şimdi bir pilav daha ihdas etmeyi planlıyoruz. .

Muhabir : Nasıl yani?

 Delikanlı : Şöyle yani. Sene sonunda yaz pilavı, sene başında da kış pilavı bir de ortaya kuş pilavı yapalım istiyoruz şubat ayında. Kolestrolü olan abilerimiz var onlar için beyaz etli bir kuş pilavı diyoruz. Daha sonra da her ay bir pilav yapalım istiyoruz. Yaz pilavı, kış pilavı, ortada kuş pilavı ocak ayında taş pilavı, sonraki ay pilav üstü yarım baş pilavı yanında paça çorbası.

 Muhabir : Nohutlu pilav da düşünür müydünüz? Ben çok severim de.

 Delikanlı : Tabi neden olmasın. Biz 500 yıllık bir camiayız!

 Muhabir : Efendim bir de Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti ve dış temsilciliklerinizde düzenlenen pilavlar olduğunu duyuyoruz. Hatta en son Paris de yapılan pilavla ilgili bir takım dedikodular var.

 Delikanlı : Aman efendim hepsi GS ı çekemeyen düşmanımız olan dış mihraklar ve onların yerli işbirlikçileri tarafından uydurulmuş saçmalıklar, inanmayınız.  

 Muhabir : İşte bir striptizciye kucak dansı felan yaptırılmış.

Delikanlı: Evet ben de bu kucak dansı iddiasına gelecektim.  Biz doğaya olan saygı ve sevgimiz hasebiyle orantısız zekamız ve aynı derecede orantısız bir masumiyetle, içinde bulunulan mevsime atfen karpuz ve kavuna bir gönderme yaptık.

 Muhabir: Nasıl yani?

 Delikanlı: Yani bu yüksek sanatsal performansı gerçekleştiren hanıma dikkat ederseniz alt takımlar karpuz ve üst takımlar kavun yönünden maşallah manav tezgahı.

 Muhabir : Eee?

Delikanlı : Şimdi karpuzu kesince ne görürsünüz? Kırmızı değil mi? Peki kavunu kesince? Sarı. Sarı kırmızı size bir şey söylüyor mu? Unutmayın biz 500 yıllık bir camiayız.

Muhabir : Tamaam anladım. Sarı Kırmızı… Bravo iyi düşünülmüş te… Kucak dansı niye.

 Delikanlı : Efendim, anlamiyacak ne var o da bütün sarı kırmızı camiayı kucaklıyoruz demek. Biz 500 yıllık bir camiayız. Ayrıca bunlar olaya nasıl baktığınıza bağlı. Biz 500 yıllık bir camiayız. Mesela bizim okulda  sinema sanatına verdiğimiz öneme  binaen yaptığımız bir çalışma vardır. Federico Fellini yi bildiniz mi ? Hah onun meşhur bir Amarcord filmi vardır. Hani yere para atar da hatunlar diz kırmadan yerden bu paraları toplar.?

Muhabir :Evet?

Delikanlı : Bu da bizim her seneki geleneklerimizden olup Federico Fellini bu sanatsal hadiseyi bizden apartmıştır. Biz biliyorsunuz 500 yıllık bir camiayız. Biz de ilk başlarda para ile yapıyorduk ama bazı bayan arkadaşlar aldıkları paraları geri vermeyi unuttuğundan(!), biz bunu yere tahta silgisi atarak yapıyoruz. Çok geleneksel sanat  performanslarımızdan biridir bu. Tahta silgisini yere atmak suretiyle bayan arkadaşlardan diz kırmadan silgiyi almalarını bekleriz. Ki hepsi zerafetlerini bu çalışmaya borçludurlar. 

Şimdi de ayrıca kız ve erkekler arasında yeni bir sanatsal performans üzerinde Acun’la çalışıyoruz. Eserin adı “Survivor Abuse-at-teen”.  Hatta bu konuda idare ve hocalarımızdan da destek alıyoruz. Okulda kendi aramızda sürdürdüğümüz ferdi ve zaman zaman idare memurlar ve hademeler işbirliğiyle yaptığımız çalışmalar neticelenince hep beraber ver elini Bolivya Survivor adası!

 Muhabir : Peki peki anladık tamam,  bunları geçelim, eski mezunlar için de bazı aktiviteleriniz oluyor mu?

 Delikanlı:  İyi hatırlattınız buna benzer mesela mezunlarımıza yönelik de performanslarımız var. Bizim bir lokalimiz var biliyorsunuz. İstiyoruz ki mezun kız arkadaşımız ba(ğ)yanlar okul döneminde alıştıkları geleneksel aktivitelerden mahrum kalmasınlar, bu nostaljiyi yaşasınlar. Bu kız arkadaşlarımız lokale geldiklerinde o akşam en çok alkol almış olan arkadaşı daha kibar ve daha yumoş olur diyerek hanım arkadaşlara masajla görevlendiriyoruz. İş ve aile hayatının getirdiği günlük stresle gerilip kalmış olan ba(ğ)yan arkadaşların omuzlarından başlayıp bir masaj bir masaj, sonra lokalimizin 500 yıllık geleneksel hizmetlerinden olan GS hamamı, sauna ve kese/köpük yapıp eve mest olmuş bir şekilde gönderiyoruz.

Bir de beraber yürüyüp aynı yağmurda, aynı şeyi beraber şeytme geleneğimiz var ki onu da size şöyle izah edeyim…

(Röportaja kulak misafiri olan başka bir delikanlı atılır.)

 Başka bir delikanlı Oğlum manyak mısın kes şunu, eşeğin distribütörüne su kaçırma. Böyle terbiyesiz kelimeler söyleme abilerimiz çok kızıyor. Terbiyesiz! Akşama sıra dayağı mı istiyorsun yoksa senin için de mi yere tahta silgisi atsınlar?

 Delikanlı :  Öhhöö şey evet haklısın, neyse bu hep beraber aynı şeyi şeytme meselesini şimdilik geçelim daha geniş bir zamanda şeyteriz.

 Muhabir : Pekiii,  bu gelenekler esnasında özel bir jargon var mı? Bir ifade şekli?

 Delikanlı : Olmaz mı efendim. Biz 500 yıllık bir camiayız.

 Muhabir : Nedir ne yaparsınız?

 Delikanlı : Efendim  500 yıllık bir camia olduğumuzu söylemiş miydim? Biz aramızda birbirimize “i…e” deriz efendim. Cümle içinde kullanırsak  “Naber lan i…e!” şeklinde. Bu tam gelenek değil ama geleneğin jargonudur.

 Muhabir : Enteresanmış. Peki kızlara ne diyorsunuz? Malum şimdi kızlar da var aranızda.

 Delikanlı : Efendim doğrudan O…… ! diyoruz. Bakın deneyelim isterseniz.

(Yakından geçen bir kıza seslenir.)   Nereye böyle kız o…… !

 Genç Kız : O….. senin anana derler, gerizekalı i…. !

Delikanlı : Tabi biraz tepkililer ama onlar henüz 50 senelikler, bizim kıvamımıza gelmeleri için bir 450 sene daha lazım. Zamanla olacak tek ihtiyacımız zaman. Malum biz 500 yıllık bir camiayız. Ama gene de gördünüz geleneğin erkek tarafı devam ediyor.

 Muhabir :  (Kameramana dönüp, “oğlum burayı keselim!) Peki, acaba hani amerikan filmlerinde görürüz, bir geleneği olan takımlar, hani şöyle “bro” yumruğu yapıp, tokuşturur sonra ellerini şaplatıp dirsekleri tokuşturup el sıkışırlar, böyle bir hareketiniz var mı size özel geleneksel.

Delikanlı : Evet var efendim. Biz 500 yıllık bir camiayız. Sağ kolumuzu 50 derece aşağıya doğru kırarız. Sonra da avcumuzu hafiçe çukurlaştırırız. Bu bizim elimizin ne kadar açık, cömert ve ne kadar verici olduğumuza bir vurgudur. Dirsek açısı çok önemli muhakkak 50 derece olması gerekir. Neden? Çünkü 500 yıllık geçmişimize vurgu yapacağız. Diyeceksiniz ki, bir sıfır eksik. Ben de onu anlatacağım. Biz asla ferdi oynamayız onu da çukur yaptığımız elimizi vurguya istinaden bir arkadaşımızın poposuna vurarak oradan 0 ı alır 500 yıllık geçmişe  vurgu yaparız. Bunun bir de zımbalısı vardır, oyun şeklinde antreman niyetine.


Muhabir :  ? (Kameramana dönerek fısıltıyla : Bildiğimiz “pandik” lan bu, bunu da kes.) Peki beyefendi,bu birbirinize hitap şeklinin daha modern, daha gelişmiş, daha ileri bir şekli yok mu acaba? 500 yıllık gelenekten bu mu süzülmüş gelmiş?

Delikanlı : Olmaz mı var tabii? Biz 500 yıllık bir camiayız.

 Muhabir : Oh be çok şükür buyrun sizi dinliyoruz.

Delikanlı : “G….veren i...e!”

 Muhabir : !!?? (Kameraman a döner “tamam kesiyoruz, pandiğin daha gelişmiş şeklini kesinlikle sormuyoruz!) (Delikanlı ya döner.) Peki efendim başka bir olay varmış ona yetişeceğiz. Hadi byeee.. Size hayatta başarılar diliyoruz.

 Koşarak mekandan çıkarlar.

 Delikanlı : Arkalarından seslenir : “Durun daha uygulamalı olarak gösterecektim! Nereye gidiyorsunuz? 500 yıllık bir camia olduğumuzu söylemiş miydim?!"


===



Lütfen Yorum Yapmayı Unutmayınız!

SSS

Lenger


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder